Kavga yıpratıcı etkenlerden biridir. Kavga ve olumsuz duygular tabii ki bir ilişkiyi yıpratıcı niteliktedir. Kavga, bir ilişkiye dahildir. Kavgadan çok fazla kaçınan çiftkerde nazikçe-dostça yan yana yatıp uyma tehlikesi vardır. Gottman' a göre kavga ve olumlu davranış oranı 1/1 altına düşerse, yani olumlu davranıştan daha fazla kavga varsa, durum gerçekten ciddileşir.
Evet, kavganın tutkuyla bir ilintisi vardır!
Bir kavga sonrasındaki barışma tutku dolu hisler ortaya çıkartabilir.
Bununla birlikte kavga etmek kötü niyetli ve yaralayıcı olmamalıdır. Her şeyden önce kavga, sonrasında birbirini bir daha bulmak için farklılıkları açıklığa kavuşturmaya hizmet etmek zorundadır.
Gottman bir ilişkinin ölümünü bildiren ‘' mahşerin 4 atlısını''nı şöyle tanımlamıştır:
1)Küçümsemek örneğin dış görünüş veya karakteristik özelliklerle ilgili kişisel aşağılamalar.
2)Diğerinin kasıtlı şekilde kalbini kırmak (fiziksel şiddete varan hakaretler)
3) Sorunun veya sorundaki kişisel payın inkarı
4) Konuyu kapatmak örneğin her şeyi mantıklı duruma getirmek, inatçı şekilde susmak, diğerini bırakıp gitmek.
Kaynak: Yazarı Eckhard Roediger olan Demekki Oluyormuş Kitabından alınmıştır.
Kadınlarla erkeklerin hangi açılardan farklı olduklarını anlamadan hem eşimizi, hem de kendimizi incitecek tartışmalara girmek kolaydır. Tartışmalardan kaçınmanın sırrı sevgi ve saygı dolu iletişimdir. Farklılıklarla anlaşmazlıklardan çok, onları iletiş biçimimiz acı verir. İdeal olarak, bir tartışmanın acı verici olması gerekmez; bunun yerine yalnızca farklılıklarımızla anlaşmazlıklarımızı ifade eden bir konuşma olabilir. Birçok çift bir konuyu tartışmaya başladıktan beş dakika sonra, neden tartıştıklarını tartışmaya geçerler. Farkında olmadan birbirlerini incitirler; karşılıklı anlayış ve farklılıkların kabulüyle masum bir tartışma olarak kalabilecek bir olay kavgaya dönüşür. Her iki taraf da eşinin kendisine yalnızca yaklaşımı yüzünden onun bakış açısını kabul edip anlamayı reddeder. Bir çatışmanın çözümlenmesi kendi bakış açımızı karşımızdakinin görüş açısını da kapsayacak biçimde genişletmemizi gerektirir. Bunu sağlayabilmek için takdir edilip saygı gördüğümüzü hissetmeliyiz. Eğer eşimizin tavırları sevgisizse onun bakış açısını kabullenmek kendimize olan saygımızı zedeleyebilir. Biriyle ne kadar yakınsak onun olumsuz duygularına tepki göstermeden bakış açısını dinlemek de o kadar güç olur. Onun saygı ve onayını yitirmemek için savunmaya geçer ve bakış açısına karşı direniriz. Bakış açısını kabul etsek bile inatla tartışmayı sürdürebiliriz.
Psikiyatri doktorlarından kitap tavsiyesi
Kaynak : zor ailede büyümek kitabı
Uz. Psikiyatri Doktoru Şükran TELCi
a) Eşler ayrı görüş düşünüş ve beğenileri olduğunu baştan bilmelidirler. Çünkü birbirlerine sevgi ve evlilik bağı bağlı olsalar da ayrı çevrelerden ayrı eğitimden geçerek gelmişlerdir.
b) Sorunları örtbas edip biriktirmektense ortaya döküp tartışmak daha iyidir.
c) Tartışma ve konuşma için uygun yer ve zaman seçilmelidir.
d) Tartışmaya suçlayarak girmektense soru sorarak eşi belli bir konuda açıklama yapmaya çağırarak başlamak daha iyi olur.
e) Tartışma yolundan ve konusundan saptırılmamalıdır.
f) Tartışmayı kazanmak değil bir çözüme varmak amaç olmalıdır. Uzlaşmayla biten tartışma yapıcı ve yaklaştırıcı olur. Eşlerden birinin yenik düşmesi onda kırgınlık yaratır.
g) Tartışma ve çekişme evin dışına taşırılmamalı hele çocuklar tartışmaya hiç karıştırılmamalıdır.
h) Sırasında özür dileyebilmek gönül almak tartışmayı kısa yoldan iyi sonuca götürebilir.
Mutlu aileler hep birbirlerine benzerler. Ama mutsuz aileler kendilerine özgü biçimde ve çok değişik yollardan mutsuz olurlar.
Her eş kendi mutsuzluğunu öteki eşe yansıtır. Vermeden almayı bekler. Oysa evlilikte açık yüreklilik tatlılık ve anlaşma yoluyla sağlanmayan her kazanç yitirilen sevgi karşılığında elde edilir.
Çağlayan Mah. 2018 Sok. Ayşe Atmaca Apt. No:1 Daire:7 Muratpaşa, ANTALYA
Bu sitede çerezler kullanılmaktadır. Sitede gezinmeye devam ederek çerezlerimizin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Daha Fazla Bilgi