Eyvah! Ölüyorum Ama Ölemiyorum - Panik Atak

Eyvah! Ölüyorum Ama Ölemiyorum

Panik Atak

HASTA: Bana öleceğim için mi bu kadar iyi davranıyorsunuz?

ACİL DOKTORU: Hayır Ali Bey. Zaten şu an ölmüyorsun, sadece panik atak geçiriyorsun. EKG sonucuna (hastanın kalp krizi geçirip geçirmediğini gösteren tetkik) ve kan tahlillerine göre de kalp krizi geçirmiyorsun.

HASTA: Ölmüyorsam eğer neden kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor, başım dönüyor, ayaklarımın altından yer kayıyor ve her yerim titriyor?

ACİL DOKTORU: Dedim ya biraz önce panik atak geçiriyorsun. Damardan verdiğim rahatlatıcı ilaçla birazdan tüm şikayetlerin geçecek, merak etme. Ve en yakın zamanda bir psikiyatristle görüşmeni tavsiye ederim.

Hastanelerin acil başvuru kısmına panik atak geçiren hastalarımız çokça başvurur. İlk panik atak deneyimleri de korkunçtur. Çünkü ölüyorum düşüncesi ve hissiyle birlikte ölmeme halidir panik atak. Kalp atımı hızlanır, tansiyon yükselir, el-ayakta uyuşma veya titreme hissi, baş dönmesi, bayılacak gibi olma, idrarın gelmesi, bağırsak hareketlerinin artması... Vücutta yaşanan tüm bu semptomlar sistemin kendini koruma reaksiyonlarıdır. Yani? Ruhsal yapılanmada incinmiş çocuk yanın korku, endişe ve çaresizlik duyguları hareketlenmiş, şemaların yaşattığı tehdit algısının pimi çekilmiştir.

Zihin ‘'bir tehdit var'' uyumsuz inancıyla tetiklenen şemanın işgali altındayken fizyolojik sistem tehditle ya savaşmak ya da kaçmak tepkilerinin bedensel reaksiyonlarını verdirir: kalp fazla çarpar, kan önemli organlara gönderilmek üzere el-ayaktan çekilir, uyuşma ve titreme başlar, sık nefes alıp vermeyle nefes darlığı, tansiyon yükselmesi, bayılacak gibi olma hissi alır başını gider. ‘'Kalp krizi geçiriyorum, beyin kanaması yaşıyorum'' düşünceleri döngünün devam etmesine eşlik eder. Arka planda çalışan etkin şemalar dayanıksızlık ve karamsarlık şemalarıdır.

Dayanıksızlık şeması ‘'ya olursa'' inancıyla tetiklenirken, karamsarlık şeması ‘'en kötüsünü'' düşündürerek panik atağın yaşanmasına vesile olur. Bu iki şema özellikle hastalık evhamı taşıyan ruhların olmazsa olmaz şemalarıdır. Hastalık evhamı taşıyan ruhlar bedenlerine karşı çok duyarlıdırlar. Bedenlerinde olan en ufak fizyolojik değişik reaksiyonu fark eder ve şemalarıyla bedensel tepkilerini okurlar. Kalp hızlı atmaya başladı veya baş dönmesi oldu, hemen ‘'kötü bir hastalık var bende'' inancının içine düşerler.

Şemanın içeriğindeki tehdit algısına göre evham edilen konu değişir. Evhamın içeriği ‘'bindiğim uçak düşecek'', ‘'uçak kapalı bir ortam ve ben uçaktan çıkamayacağım, kontrolü kayıp edip çıldıracağım'', ‘'deprem olacak'', ‘'adli bir olay yaşayıp hapishaneye düşeceğim'', ‘'parasız kalıp bakıma muhtaç olacağım'' şekillerinde karşımıza çıkar. Asıl mesele o an içinde gelecekle ilgili belirsizlikle baş edememe halleridir. Korku dolu çocuk yanın tehdit algısı içinde kendini güvende hissetmemesi ve yetişkin yanın bu korkuyu azaltıp, çocuk yanı güvende hissettirecek kadar işin içine girememesi söz konusudur. Bu durumda şema hareketliliği yetişkin yandan daha kuvvetlidir. Dayanıksızlık ve karamsarlık şemalarının kökenlerinde çoğunlukla evhamlı, aşırı koruyucu kollayıcı ebeveynler yer alır. En kötüsünü düşünen ebeveyn tutum ve davranışlarıyla birlikte toplumsal öğretilmiş karamsar uyumsuz inançlar da şema kökenlerinde etkilidir.

Koşma düşersin!

Başına bir şey gelir oraya gitme!

Çok güldün birazdan ağlayacaksın!

Hasta olursun soğuk su içme!

Çoğunlukla bu söylemlerde ve eylemlerde niyet iyidir. Ama söylemlerin çocuğa verdiği mesaj tehdit algısıdır. Tehdit der ki dünya güvenilir değil! Kendini güvenilir bir dünya da hissetmeyerek büyüyen çocuğun yetişkinlikte karşısına çıkabilecek ilk ruhsal sıkıntılardan biri de panik ataktır.

Panik atak geçiriyorsanız neler yapabilirsiniz:

-Öncelikle bilmelisiniz ki vücudunuzda olan semptomlar tamamen fizyolojik bir reaksiyondur. Ve kişiye zararı yoktur.

-İlk adım zihin beden ilişkisini kesmektir. Yani? Şemaların tehdit algısı yaşatan uyumsuz düşüncesinden uzaklaşmak. Bunun içinde dikkati başka bir yöne çekebilmek gerekir. Ya bir arkadaşınızı arayıp sohbet etmeye çalışın ya yürüyüşe çıkın ya da müzik açıp dans edin.

-Nefesinize odaklanın. Ellerinizi karnınızın üzerine koyun. Ve burnunuzdan karnınızı şişirecek şekilde derin bir nefes alın. Ağzınızdan yavaşça nefesinizi geri verin. Bu egzersizi kalp atım hızınız yavaşlayana kadar yapın.

-Panik atak geçirme sıklığı işlevselliğinizi ve yaşam kalitenizi düşürüyor ise mutlaka psikiyatriste baş vurun. Çünkü fizyolojik bedensel semptomları azaltmak için ilk etapta tedavi antidepresan ve anksiyolitik ilaç kullanımı ile birlikte psikoterapi görüşmeleridir.

Bilin ki panik atakla yaşamak zorunda değilsiniz. Uygun ilaç tedavisi ve şemaların kontrol altına alma psikoterapi görüşmeleriyle ruhunuz huzura kavuşabilir.

Bu sitede çerezler kullanılmaktadır. Sitede gezinmeye devam ederek çerezlerimizin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Daha Fazla Bilgi