TERAPİSTLER NEDEN ÇOCUKLUĞU KONUŞUR?

Psikoloji bilimi der ki iç dünyamız, çocukluk ve ergenlik dönemimizde yapı taşlarını oluşturur. Bu yapı taşları, iç dünyamızın parçalarıdır. Danışanın iç dünya parçalarını bilmek biz terapistler için çok önemlidir. Çünkü iç dünya parçalarımızın yaralı kısımları, hayatımız akıp giderken, yaşadıklarımızın da etkisi ile kanamaya başlar. Kanama başladıktan sonra kişinin hayatının belli alanlarında, yönetimi ele alan ve ruhunu acıtan artık yaralı parçalarıdır.

Kanama çok şiddetlendiğinde gelir bize danışan.

Kanamanın adı değişir her danışan için...

Kimisinde panik atak, kimisinde depresyon, kimisinde ilişki problemi, kimisinde sadakatsizlik veya sık partner değiştirme veya partnere bağlanamama, cinsel isteksizlik, iş koliklik, hayatın anlamsızlığı.....

Liste uzar gider, sadece kanamanın adı değişir.

Bugün size önemli üç çocuk parçamızdan biri olan İNCİNMİŞ ÇOCUK parçamızdan bahsedeceğim.

Bakın bakalım sizin de incinmiş çocuk parçanız var mı? Var ise ne durumda veya ne zamanlarda varlığını size hissettiriyor? Ve yetişkin parçanız ile onu görüp sakinleştirebiliyor musunuz?

İNCİNMİŞ ÇOCUK PARÇASI

Üç çocuk parçamızdan biridir. Diğer ikisi; kızgın çocuk ve mutlu çocuk.

Genelde kızgın çocuk parçamızın arkasına saklanır. Kendini sık göstermez.

İçinde yalnızlık, üzüntü, dışlanılmışlık, güvensizlik, korku, çaresizlik, utanç, terk edilmişlik duygusu taşır...

Neden ve nasıl gelişir ve büyür?

Yalnız ve terk edilme duygusunu hissediyorsa eğer çocukluk ve ergenlik hikayesinde kendileri için önemli olan birsinin terk etmesi vardır.

Terk nasıl olur; baba evden ayrılmıştır veya sık sık evden uzak kalacak seyahatlere gidiyordur. Anne hasta olup hastanede uzunca süre yatması gerekmiştir. Anne veya babadan biri ölmüştür ya da boşanmıştır. Veya çocuğu farklı farklı bakıcılar bakmış ya da yaşadıkları yerlerle ilgili tekrar tekrar yer değiştirmeler olmuştur.

Dışlanılmışlık yoğun ise aidiyet duygusu eksiktir. Yani yaşanılan yerin sıklıkla değişmiş olması veya göçmen bir ailenin çocuğu olmak veya etnik köken ya da dini inançlarından dolayı ailesinin veya kendinin maruz kaldığı yaşamsal olaylara vardır hikayesinde.

Güvensizlik var ise incinmiş çocuk parçanızda tehlike işaretlerine karşı çok duyarlı olmanıza ve diğer insanlara temelde var olan bir kuşkuyla yaklaşmanıza sebep olur. Ve bir ötekinden zarar görmemek için sürekli tetikte olmak zorunda olduğunuzu hissedersiniz.
Öfkeli, sert ve aşırı otoriter bir baba ve sevgi-şefkat içeren dokunuşları olmayan kaygılı bir anne ile büyümek, çocukluk arkadaşlarının zorbalık ve alaylarına maruz kalmak, sürekli kavga eden anne-baba ile yaşamak, cinsel istismar mağduru olmak...

Utanç duygusu yoğun ise çocukluğunuzda değersizleştirici imalara ve aşağılayıcı davranışlara maruz kalmışsınızdır demektir.

Korku, çaresizlik, endişe var ise; çocukluk ve ergenliğinizde yol gösterici, sırtınızı dayayıp destek alabileceğiniz sağlıklı bir yetişkin omuzu ve eli bulamamışsınız demektir.

Yazdıklarımdan da anlayacağınız üzere incinmiş çocuk parçanızın olması için illa çocukluğunuzda fiziksel şiddete veya çok ciddi travmalara maruz kalmanız gerekmez. Annenizin üst üste çocuk doğurması bile size olan ilgi ve sevgi miktarını azaltacağından dolayı çocuk parçanızı incitebilir...

Hepimizde bu parça var! Ve yarasının miktarı, şiddeti farklı...

Önemli olan varlığını ve yaralarını fark etmek, kendisini hissettirdiğinde yetişkin parçamızı ön plana çıkarıp incinmiş çocuk parçamızı sakinleştirmek, hayatımıza yön vermesine engel olmak, kararlarımız ve seçimlerimiz üzerine etkisini azaltıp yönetimi yetişkin parçamıza teslim etmektir...

Psikiyatrist&Psikoterapist Dr. Şükran Telci

Bu sitede çerezler kullanılmaktadır. Sitede gezinmeye devam ederek çerezlerimizin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Daha Fazla Bilgi