HAYATINIZDAKİ KADIN BORDERLİNE KİŞİLİK ÖRÜNTÜSÜNE Mİ SAHİP?

"Senin içinde olmadığın her mutluluk tablosundan koşarak ayaklarına kapanıyorum. Çok kötüyüm. Sensiz olmuyor, seninle de yapamıyorum..."


...........................................................


Sezen Aksu'nun sesi kulağımda...

Diyor ki;

Madem ki istiyorsun öyleyse durma git

Beni düşünme rahat ol yalnız kalabilirim

Sen de bilirsin hiçbir acı sonsuza dek sürmez

Hatta her an yeniden sevebilirim

Olmazdı ben de biliyorum haklısın haydi git

Korkma seninle gerçekten dost olabilirim

Aslında ben de uzun zamandan beridir sana

Ayrılmak istediğimi söylemedim haydi git

Git, git, gitme dur ne olursun

Gitme kal yalan söyledim

Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim

Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var

Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim


.............................................................

Borderline kadınlar...

Sınırlarda yaşayan kadınlar...

Sezen Aksu'nun da dediği gibi ne gidebilirler ne de sağlıklı bir şekilde kalıp bağlanabilirler...

Hayatlarındaki erkeğe de ne gitme hakkı tanırlar ne de kalma hakkı...

Sarkaç ilişki kurar bu kadınlar...

Yani?

Gidip gelirler...

Bir yanları bağlanmak ister diğer yanları gitmek.

Sağlıklı bağlanmayı içselleştirememişlerdir çocukluklarında...

Bundan dolayı hayatındaki erkek ile bedenen yakınlaşsada ruhen yakınlaşıp teması artırdığında farkında olmadığı içsel bir dürtü ile erkekten uzaklaşır.

Uzaklaşmanın şekli genellikle kriz ve öfke patlatmaları ile olur....

Gelme şekli değişir...

Borderline kadınlarla ilişki yaşamak lunaparkta hızlı trene binmeye benzer.

Zordur...

Bir yandan yaşamadığınız en tutkulu duyguları yaşatırlar size. Bir yandan da ne yapacağınızı bilememe halini...

İlişkide tutarlı değillerdir. İstikrarlı olmayı bilmezler.
Ortak özellikleri; dengesizlikleridir. Hem duygu boyutunda hem davranış boyutunda.

Ne yapacaklarını çoğunlukla öngöremezsiniz. Bir anda gözyaşlarına boğulup hüngür hüngür ağlarken sorasında kahkaha atabilecek düzeye geçip kendilerini neşeli hissedebilirler. Duygusal dengesizlikleri en çok kendi ruhlarını yorar.

Yazdıklarımdan da anlaşıldığı üzere kadınlarda bu parça erkelere göre 2-3 kat daha fazlaca görülür.

Genel popülasyondaki yaygınlık oranı %1.1 ve 2.5 arası olarak tahmin edilir ve ortama bağlı olarak da klinik popülasyonda %10 ile %20-50 arasında değişiklik gösterir.

Borderline parça içinde yaralı bir kız çocuğu taşır. Üzgün, kızgın, öfkeli, dürtüsel, korkmuş, güvensiz, endişeli ve yalnız bir kız çocuğu...

Genellikle erkeklerle yaşadıkları ilişkilerde kontrolü ele alan bu kız çocuğudur...

Ve içinde taşıdığı bu duyguları tetikleyecek erkekleri tercih eder hayatında...
Çoğunlukla da narsisistik kişilik örüntüsüne sahip erkeklerdir bu erkekler...

Yani, ben merkezli yaşayan, bencil, gösterişli, sahip oldukları ile ben buradayım diyen, ilgi ve sevgi odağı olarak sadece kendini seven, kadını elde ettikten sonra kadının ruhuna dokunamayacak kadar uzak erkekler....

Bu erkekler genellikle evli veya çoklu ilişki yaşayan sadık kalmayan/kalamayan erkeklerdir.

Kadın için bu bilinçli bir tercih değildir .

Sadece bildik bir tercihidir.
Tercihleri taşıdığı yara ile ilişkilidir. Yarası iyileşmek ister. Bundan dolayı bu erkekler ile kanatır kendini.

Kadının yarasını fark edip bilmesi ve tedaviye başvurması genelde çok geç olur. Yarayı bilme şekli ise yaşadığı fırtınalı ilişkilerin bir tanesinden sonra hissettiği acı ile baş edemeyip işlevselliğini kaybetme noktasına geldiği bir andadır. O dönemde uzmana başvurur.

Bu aşamada kadın depresyondadır; ya aşırı düzeyde alkol kullanıyordur ya riskli cinsel ilişkilere giriyordur ya kendini tamamen kapatıp hayatla ve insanlara teması kesmiştir ya da kendine ruhen ve bedenen zarar verecek eylemlere başvuruyordur.
Böyle dönemlerinde İntihar girişimi olabilir.

Borderline parça, kadına göre büyüklüğü ve kendini gösterme şekli değişir.

Tutkulu olur bu kadınlar. Çok akılcı ve yaratıcı olabilirler. Yaralarını kendilerine zarar vermek için değil de üretmek içinde kullanabilirler.

Ve en tutkulu şarkıların söz yazarı veya en güzel tabloların ressamı veya en şık tasarımları yapan bir iç mimar veya reyting rekorları kıran bir filmin veya dizinin senaristi veya hastaları ile iyi empati kuran bir hekim olabilirler.

Sıklıkla duygusal hissizlik moduna geçerler. Sakinleştiklerini düşünürsünüz. Bunun adı sakinleşmek değil, hissetmemektir aslında...

Neyi hissetmemek?

İçindeki yaralı kız çocuğunun taleplerini, duygularını, ihtiyaçlarını hissetmemek...

Kopuk yaşarlar bu süreci...

Bir nevi robot gibi...

Bu süreçte çok güçlü görünebilirler.

Bilin ki bu güç yarayı kapatan ve bir süreliğine hissetmemeyi sağlayan bir maskedir sadece...................

Şimdi, bir düşünün bakalım beyler!

Hayatınızdan böyle bir kadın geçti mi?

Yoksa hala hayatınızda mı?

Bilin ki yüreğinize gömdüğünüz geçmişten gelen bir kadın var ise ve hala gömdüğünüz yer sızlıyor ise bu kadının borderline örüntüye sahip bir kadın olma olasılığı çok güçlüdür......

Psikoterapist&Psikiyatrist Dr. Şükran Telci

Bu sitede çerezler kullanılmaktadır. Sitede gezinmeye devam ederek çerezlerimizin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Daha Fazla Bilgi