TERK EDER MİYİM YOKSA TERK EDİLİR MİYİM KORKUSU ?

Adam kadına dedi ki; kusurlarınla seviyorum seni. Kadın şaşırdı. Ve zihninden o an geçirdi. İnsan hiç kusurlarına rağmen sevilir mi?

Sevilir efendim. Sevilmeyi güvenli bir şekilde içselleştirmiş ve deneyimlemiş biri iseniz bir ötekinin kusurlarını görüp sever ve sevmeye devam edebilirsiniz. Ve bir ötekinin de sizi sevmesine izin verir, onunla olan ilişkinizde tutarlı bir şekilde kalabilirsiniz.

Peki, sevilmeyi güvenli bir şekilde deneyimlememiş isek çocukluk hikayemizde!

Ne mi olur?

Bir öteki ile birlikte güvende olduğunu hissetme ve O'na duygusal ve fiziksel bağlı kalma veya O'nun da sana bağlı kalması konusunda içsel veya dışsal ‘KORKU' yaşamaya zeminli hale gelirsiniz.

Ve bu korkunun adı TERK EDİLME veya TERK ETME şeklinde yetişkin yaşantının içinde vuku bulur

‘'Korkuyorum doktor hanım. Telefon ile aradığımda hemen açmıyor veya mesajlarımın mavi rengi alan işaretlerini görüp okumasına rağmen hemen cevap vermiyor ise, eve gelme saatinden biraz daha geç kalıyor ise... Çok korkuyor ve endişeli bir ruh haline girip zihnimden bu düşünceleri atamadığım gibi sürekli onu aramaya başlıyorum. Nedir sizi bu kadar korkutup endişelendiren? YA başına bir şey geldiyse, YA başkası ile birlikte ise!''

KORKU, güven duygusu ile iç içedir. Güvenmezseniz korkarsınız veya güvenilmeyecek şeye güvenirseniz korku yüreğinizde hep var kalır. Korku duygusu endişeli olmanın diğer duygusal ifadesidir.

Korkuya ‘'teslim'' olarak baş etmeyi deneyimlemiş iseniz çocukluk hikayenizde, bu teslimiyet hali ile partnerinizin sizi terk etmesine neden olacak davranışlarda bulunursun sık sık.
Nedir bu davranışlar?

Telefon ile sık arama, telefonunu karıştırma, takip etme, ne yapacağını söyleme gibi... Müdahaleci ve işgalci davranışlarınızdan boğulan partneriniz sizden uzaklaşmaya başlar. Ve siz de çok korktuğunuz terk edilmeyi yaşar durursunuz. Çoğunlukla da ‘'kendini gerçekleştiren kehanet'' halinin yaşanmasında nasıl bir rolünüzün olduğunun farkına varmaz, varamazsınız.

Peki, ya korkuya teslim olmayıp da terk korkusu ile teslimin tam tersi olan ‘'savaşçı'' ruh hali ile baş etmeyi deneyimleyip içselleştirmişseniz çocukluk hikayenizde...
Ne mi olur?

‘'Evliyim doktor hanım, eşim evlilik dışı ilişkimi öğrendi. Eşimden boşanmak istemiyorum ama hayatımda başka bir partner de olmadan yapamıyorum. Çünkü eşimle istediğim cinselliği yaşayamıyorum. Ama onun varlığı bana iyi geliyor. Bir de çocuklar var...''

‘'Kocam yeteri kadar duygusal ihtiyaçlarımı karşılayamıyor. Benimle nasıl ilgileneceğini bilemiyor. Ama sevgilim, ruh ikizim gibi. Onunla her şeyimi konuşabiliyorum. Anlıyor beni...''

Veya...

Sık sık sanal ortamda hayatınız da biri olsun veya olmasın başkaları ile flört ederken bulabilirsiniz kendinizi. Halk arasında, magazinde veya sosyal medyada ‘'çapkın'' diye adlandırılan niteliklere sahip kişilerin yaşadığı ilişkileri yaşayan biri oluverirsiniz (sık partner değiştirme, kısa süreli ilişkiler yaşama, birden fazla partnerle birlikte olma).
Sonuçta, ‘'tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıktı?'' söylemi misali ya terk edilirsiniz ya da terk edersiniz. Anlayacağınız ruhunuza iyi gelecek tutarlı ve dengeli hatta tatminkar ilişkiyi yaşamakta ve yaşatmakta çok zorlanırsınız.

Terk edilmek ruhu daha çok acıtıyor gibi gelse de terk etmenin acısı daha farklı değildir, terk edilenin yaşadığı acıdan. Sadece terk edenin kendine söylediği telkinler değişir. Sıkıldım, bana uygun değildi gibi... Ve bu telkinler bir yandan ruhundaki acıyı sahte bir şekilde örtmeyi sağlarken bir yandan da başka ilişkiler içine kolayca girmesine vesile olur. Sahte iyilik hali de sürer gider, ta ki korku duygusunu kapatan yapay koruyucu maskesi düşene kadar.
Terk edilme korkusu ile terk edilenlerin hali ne olur derseniz?

Yıllarca hayalet sevgili özlemi çekerler. Kavuşamadıkları, özlemle iç geçirdikleri terk eden sevgiliye, arada öfke duymakla birlikte ruhlarındaki derin izlerini atmakta çok zorlanırlar.

İster savaşçı ruhu ile kaçtığımız yaralı korku duygumuz olsun, ister teslim olarak kısır döngü şeklinde baş etmeye çalıştığımız yaralı korku duygumuz olsun, yaşanan ilişkinin kalitesi ve kişiye verdiği huzur, sağlıklı ve dengeli değildir.

Her iki durumdaki gibi ilişki yaşayan kişilerin, bu ilişki döngülerinden çıkıp keyifli, uzlaşmacı ve paylaşımcı ilişki dinamiğini yakalaması ve karşılıklı yaşatabilmesi için profesyonel destek şarttır.

Neden derseniz? Bu ilişki döngülerinden kendiliğinden farkındalık kazanarak çıkmak çoğunlukla imkansızdır da ondan.....

Bu sitede çerezler kullanılmaktadır. Sitede gezinmeye devam ederek çerezlerimizin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Daha Fazla Bilgi