Uzman Psikolog Fulya Kaya Tezel
Yazan: Fulya KAYA TEZEL
Üzgünüm, depresyondayım..
Depresyon üzüntü ya da derin üzüntü değildir. Üzüntü bir duygudur, depresyon ise bir hastalıktır. Bütün duygular biz insanlar içindir. Yine de bazı duygular olumsuz duygular olarak kabul edilir ve kişi bu duygulardan kaçmaya çalışır ancak bu pek doğru bir tutum değildir. Olumsuz duygu yoktur, her duygunun belirli bir işlevi vardır ve insanidir. Biz duygularımızı yaşadıkça insanız. Ancak bu duyguların uzun bir süre boyunca aşırı yoğunlukta yaşanması doğal değildir ve doğal olmayan birçok durum gibi bizi rahatsız eder. Uzun süren çok yoğun üzüntü gibi uzun süren çok yoğun neşe, coşku, ekstaz da kişiye zarar verir.İşte bu noktada bir hastalıktan bahsedebiliriz.
Çok sevdiğimiz bir insanı kaybedersek üzülürüz,iflas ettiğimizde,boşandığımızda da..Üstelik bu derin bir üzüntü de olabilir, ancak bu depresyonda olduğumuz anlamına gelmez.Eğer bu üzüntülü, çökkün ruh halimiz haftalar hatta aylarca sürerse, gittikçe donuklaşıp yavaşlarsak ve gittikçe artan üzüntümüz nedeniyle işten güçten çekilirsek işte o zaman depresyon başlamış demektir.
Ben üzgün değilim ki depresyonda olayım!
Depresyonda olduğunuzda mutlaka üzgünsünüzdür diye bir şart yoktur. Çoğunlukla depresyonda ruhsal bir acı, üzüntü hali vardır ancak bazen ruhsal bir acı çekmeden, üzülmeden de depresyonda olabilirsiniz ve bunu fark etmezsiniz. Buna maskeli depresyon denir. Maskeli depresyon daha çok bedensel belirtilerle kendini gösterir. Baş ağrısı, migren, baş dönmesi, eklem ağrıları, mide-bağırsak problemleri gibi.. Kişinin şikâyetleri hep fizikseldir, hep ağrılardan yakınır ama tüm bunların sebebi altta yatan depresyondur. Ancak kişi depresyonunu, bilinçsiz olarak konuşması daha kolay olan belirtilerle yaşar ve ifade eder.
Depresyonu yalnız başıma yenebilirim!
Depresyonla birlikte beyin kimyamızda bozulmalar meydana gelir. Aslında depresyona bu durumun sebep olduğunu ileri sürenler de vardır. Kimi araştırmacılara göre ise bu durum depresyonla birlikte ortaya çıkar. Yani beyin kimyasındaki bozulma depresyonun hem sebebi hem de sonucudur diyebiliriz.
İşte beynin elektrokimyasal dengesindeki bu bozulma arttıkça kişinin karamsarlığı ve enerji düşüklüğü de artar. Kişi hareketsizleştikçe ve karamsarlaştıkça da kimyasal denge iyice bozulur. İşte size bir kısır döngü daha..Bu kısır döngüden tek başımıza çıkmamız oldukça zordur. Ayrıca depresyondaki kişinin sosyal ağları iyice zayıflamıştır. Gittikçe yalnızlaşan insan depresyonuyla da tek başına mücadele etmeye çalışırken kendine iyice yüklenir. Bir çıkış yolu bulamadıkça da umutsuzluğu artar. Depresyonda yardım almak elzem ve hayat kurtarıcıdır.
Zayıf Kişilikli İnsanlar Depresyona Daha Kolay Girer.
Böyle bir durum söz konusu değildir. Aksine etrafındakiler tarafından güçlü karakterli, sorumluluk sahibi, çalışkan, başarılı, mükemmeliyetçi ya da titiz olarak bilinen kişilerin depresyona girme oranları daha fazladır.
Distimik bozukluk adı verilen bir hastalık depresyonun hafif ama uzun süren türüdür.Depresyonda olduğu gibi,distimik bozuklukta da zevk ve heves azalması,neşesizlik,keyifsizlik görülür.Bu belirtiler depresyondaki kadar şiddetli olmamakla beraber en az iki yıl sürer.Halbuki depresyon tedavi edilirse haftalar ,içinde düzelmeye başlar,birkaç ay içinde de tamamen veya tama yakın ölçüde düzelir.
* Oğuz Tan'ın Depresyon adlı kitabından alıntıdır
Çağlayan Mah. 2018 Sok. Ayşe Atmaca Apt. No:1 Daire:7 Muratpaşa, ANTALYA
Bu sitede çerezler kullanılmaktadır. Sitede gezinmeye devam ederek çerezlerimizin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Daha Fazla Bilgi